30 Ağustos 2012 Perşembe

pembe..pembe..pespembe...


herkesin bir rengi olurmuş ya...
bu cadının ki pembe..


renk öyle güzel yansıyor ki tenine..
bakmaya doyamıyorum..


hoş ben onun her rengine bayılıyorum ama..
pembenin ışığı başka bir düşüyor sanki..


bende ondan kıskandım..
dilanın deyimiyle pempe çiçilendim...


onun kadar yakışmasa da
eh idare ederim :)))

mutlu hafta sonları..


29 Ağustos 2012 Çarşamba

sevdikleri olmalı insanın, uzakta bile olsa....


izmir-aliağa ziyaretimizin fotolarına nihayet ulaştım.. Gerçi o kadar tatlı vakit geçirdik ki beraber kare kare aklımda hepsi.. ama yinede resimlenince daha bir kalıcı oluyor..


gittiğimizin ertesi günü deniz oğlanın doğum günü vardı.. hem süsledik hem süslendik.. 


denizço ilk mumunu üflerken anne ve babasının mutluluğu gözlerinden okunuyordu..


dila da çok sevdi denizi.. eve geldiğimizde buzdolabının kapağında duran resme deniiii diyip durdu..


zamanımız kısıtlı olduğundan yakaladığım yerde öptüm kokladım masum yüzlü veledi..


bu resimde denizin kime benzediğinin ispatı sanırım.. 
insanın böyle güzel teyzesi olup ta çirkin olma ihtimali bulunur mu ?

2 güncük kalabildik bu güzel insanların yanında.. 
çok güzeldi..
ne demiştik başlıkta..
sevdikleri olmalı insanın..
uzakta bile olsa..


28 Ağustos 2012 Salı

bayram ertesi


not: gecikmiş bir bayram yazısıdır...
babamın gidişinden beri hüzündür bende bayramın adı.. bu sefer daha bir oturdu sanki yüreğime yokluğu.. akşamdan hazırladığım kıyafetleri dilaya giydirirken tutamadım gözyaşlarımı.. 
şimdi ananeye gitcez.. ananenin elini öpcez.. teyzenin elini öpcez diye anlatırken dila 
dedeee .. dedi..
dedeee.. 
o an tv sehpasının üzerindeki "dede" nin resmine ilişti gözüm..
bütün torunları gördü dedesini..
benim kızım hariç...
oysa ne çok severdi, burda olsaydı...
ne çok severdi..

 
böyle süsledim kızımı ağlıyarak.. 
sonra ayağa kaldırıp baktım yaradanın bana emanetine...
o kadar güzeldi ki..
benim kızımdı o..
canımdı..
gurur duydum kendimle..
ve yine o soruyu tekrarladım..
ben bu kadar güzel bir şeyi hakedecek ne yaptım diye..
şükrettim...

gidenlerin acısı hep baki ...
yüreğimizde ki sızı bazı günlerde artıyor..
özlem hep var..

evimizin sokağına her girişimde içim cız ediyor hala..
ama yaradandan gelene diyecek sözümüz yok..
allah geride kalanlara sağlık versin demekten başka..


21 Ağustos 2012 Salı

bize bayram ya onlara...



biz koklamaya kıyamazken onlar küçücük bir çukura bıraktılar...
biz şarkılar eşliğinde dans ederken onlar ağıtlar yaktılar...
biz el öperken onlar toprağı avuçlayıp öptüler...
biz tatlı yerken onlar helva kavurup yediler...
biz bayram ziyaretindeyken onlar taziyeleri kabul ettiler...
biz..
onlar...
birgün onlar diye bahsettiğimiz kişiler biz olabiliriz...
ölüm onlara olduğu kadar bize de yakın...
öyle tv karşısında gözyaşı dökmekle...
teröre lanet olsun demekle...
bıçak kemiğe dayandı esprisiyle ( espri diyorum çünkü deyim layığından çıktı)...
duracağı yok bu şerefsizlerin...
bir şey yapmalı artık....

16 Ağustos 2012 Perşembe

uyku orucu..


aman ha başlıktan ötürü yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyeyim..
bu oruç öyle sahura kadar oturup akşama kadar uyuyarak tutulan oruç değil..
yememenin uyumama ile buluştuğu çifte kutlama.. :(( 


dila hanım ramazanın başından beri top tüfek demeden uykuyla savaş halinde..
onlar aralarında çarpışırken olan bana oluyor.. 
en erken 1.30 da uyu..saat 3 te sahura kalk.. 5 te ancak uyu.. 8de işe git.. 
yo-rul-dum artık.. 
çok yoruldum..

bu uyumamaların arasında 6 gece sahura kalkamayıp uzun oruçta tuttuk..
mesela bugün o günlerden biri..

dün iftardan önce parka götürdüm dilayı..
kumda kale yapmaca oynamaya..
kumu göze doldurmaca oynadık daha çok ama olsun..
çok eğlendik..
iftardan sonra da yediklerimizi eritmek için  bunun  eşliğinde deli gibi tepindik..
saat 22.00 mutfaktan geldiğimde dilayı uyurken buldum kanepede..
allahım serap mıydı bu gerçek miydi..
hemen sütünü yaptım
içirip yatırdım yatağına.. 
biraz nette takıldım.. 
saat 23 gibi bir kase kuruyemiş alıp kuruldum tv karşısına..
derken işte o büyülü ses.. yada bütün bu büyüyü bozan ses mi demeliyim..
-anne anne..
gittim bi iki pışpışladım, uyudu..
aradan 10 dk geçti bir daha..
bir 10 dk. sonra bi daha..
1.30 u tamamladık gene..
e doğal olarak gene gitti sahur.. 

:((


ramazanın bitmesine bişiy kalmadı.. 
2 gün daha bu güzel ibadeti hep beraber yerine getireceğiz..

benim asıl merak ettiğim konu;
bizim bu uyku orucumuzun ne zaman son bulacağı..
hayırlısı...

7 Ağustos 2012 Salı

sabah şekeri


giydirdim, süsledim, püsledim....


sarıldım, öptüm, kokladım....
"nenne" sine emanet ettim..
akşama kadar ...
haydi yelkovan biraz daha hızlı..

1 Ağustos 2012 Çarşamba

2 si birarada..

tatil sebebiyle 18.ay bilgilerini es geçmişim.. 19.ay da gelmiş.. ikisini birarada çıkaralım gitsin o zaman..


kilo ve boy durumundan bihaberim bu aralar.. 1 yaşından sonra hastalanmadıkça hastaneye götürmücem dedim.. çok şükür çok derdimiz olmadı.. akşam gidince evdeki meteryallerle ölçer iliştiririm buraya..



 bu 2 ay da dilanın en çok kurduğu cümleler..
- anneee anneee kak kakk akkaaaa..

- anneee abüü -burda kafasını balkon demirine dayayıp yağıza bakmaktadır- kakk kakk akka

- babbaaa baabba..-ısrarla cevap gelmez- babaaaa, anneeee, anneee..kak kak.. -baktı bizde iş yok- kumandayı alıp yanımıza gelir.. pepeee - pepe yok kızım -- caççıı-- kayyuda yok annecim mama yiyormuş..- pokoo.. -bu böyle uzar gider..

eğer babası ayağa kalkmışsa elinden tutup - baba otu otu bura kak - deyip kanepeyi gösterir..

yemek yerken doymuşsa ki bu cadı iki kaşıktan sonra doyuyor nasıl bir mideyse artık.. 
- anne anneee dodu kak kak -domates yicen mi kızım..-kafa sallar domatesten sonra bir kaç kaşık daha yemek yer..-anne dodu karna vurarak :)) -karpuz vereyim mi.. - kapuu -hiç dayanamaz.. yine bir kaç kaşık yemek.. bu böyle kaseyi bitirene kadar sürer.. 
geçen akşam köfte patates yapmıştım.. karpuzu görünce inatla yemek istemedi.. bende tamam yeme dedim bıraktım.. ben biraz köfteden alıyorum - mmmm harika diyorum.. işte patatesten alıyorum.. - mmm harika diyorum.. baktım bu hemen çatalını aldı.. beni taklit ediyor.. en azından yarım porsiyonu bu şekilde yemiş oldu..


yaklaşık 2 aydır hergün hatta bazı günler 2-3 kere banyo yaptırıyoruz.. saçlarını 1 gün arayla yıkıyorum ama yıpranmasın diye.. sıcakta kesinlikle uyuyamıyor yavrum.. gece en az iki kere üst değiştiyorum.. su gibi terliyor, eli ayağı.. 
gezerken de çeşme görsün illa açıcak.. çuçu diye başına gidiyor..

 evde oyun oynamada hala problemlerimiz var.. hep laylaylom.. ya açcaz müziği göbek atıcak.. ya doktorculuk oynayacak.. yada yemek pişirip bize yedirecek.. gerçi hakkını yemeyim son iki ay evde ki kitapları hatim etti çocuk.. bazılarının ismini bilmese bile açıp " dıdı.. hünee...süsü.. " diye yeni adlar uyduruyor.
.yapboz yaşıdır artık yapar dediler.. aldık..seviniyor bi verince.. çıkartıyor parçaları şarkılar eşliğinde. ama hadi yerine koy kızım.. yok.. bastırıyor sadece çığlık atarak.. öyle eviriyim, çevireyim, denk getireyim yok.. napcaz bilmiyom.. pek bi tembel olacak bu kız..

hala çok işveli..
kabahat durumunda hemen kollarını kocaman açar, anne yada babanın boynuna dolar böyle en içten sesiyle "annemmmm" der sonra önce bir koklama sonra öpücük en sonrasında da ohhhh der.. ve anne babanın bütün kızgınlığını böylece savuşturmuş olur sıpa.. 
inatlaşma en üst seviyede.. özellikle gece uykusu muhabbetinde ben koç o oğlak geçiriveriyoruz boynuzları birbirine.. ayırmak yine evin erkeğine düşüyor..

hergün başka bir kelime, duruş, bakış, yürüyüş..
oku oku bitmez ansiklopedi gibi..
hiç sonu gelmesin inşallah..