iş yerimizde bir velet var.. 18 yaşında.. yağız bir delikanlı...
yaklaşık 2 aydır aşkını dinliyorum gün içinde ki küçük karşılaşmalarımızda..
abla şöyle güzel, böyle tatlı.. 3 yaşında şeker mi şeker bi kızı var..
2 dükkan ötede muhasebe elemanı..
2 sene önce ayrılmış eşinden.. anlaşamamışlar..
araştırma tamam yani..iş tanışmaya kalmış..
aldıkları malzemeler fatura edilip bizzat kendisine veriliyor ki üç beş kelam edilsin..
ara yapılmaya çalışılıyor..
bizim çocuğun anlattığına göre de ilgi karşılıksız değil..
iyi güzel..
geçen akşam iş çıkışı yolda koşarken gördüm bizim deli aşığı..
- sen nerden geliyon oğlum..
- ya abla, kızına 23 nisan hediyesi almıştım da onu verdim..
- e ne diye verdin..
- bu oyuncağı gördüm, aldım.. verecek bir çocuk yoktu etrafımda, sizin kızınız geldi aklıma..
- eee o dedi..
- şaşırdı, sonra teşekkür edip aldı..
hııııı.. gerekli tavsiyeleri ve uyarıları yapıp durağın yolu tuttum..
sabahtan beridir de başımın etini yiyor..
- abla ara.. soyadını öğren.. faceten arkadaşlık kurayım..
olmaz, yapamam derken kıramadım..
aradım kızcağızı..
- cari bilgilerinizi güncellicem.. isim ve soyadınızı alabilir miyim.. dedim..
- vereyim ama 1 ay sonra yokum.. dedi
- aa niye, hayırdır.. dedim..
- evleniyorum, istanbula yerleşicem.. dedi..
- .................
bişiy diyemedim.. kaldım zınk diye..
sonra usulca - hayırlı olsun.. dedim... kapattım telefonu..
üzüldüm, çok üzüldüm gerçekten..
çağırdım bizim aşığı.. anlattım içim acıyarak..
hiç bişiy demedi çocuk..
öyle hüznünü bana bırakıp gitti...
e benim çöp çatma hikayem de maalesef mutsuz sonla bitti..