28 Nisan 2012 Cumartesi

çöpü çatamadım..


iş yerimizde bir velet var.. 18 yaşında.. yağız bir delikanlı...
yaklaşık 2 aydır aşkını dinliyorum gün içinde ki küçük karşılaşmalarımızda..
abla şöyle güzel, böyle tatlı.. 3 yaşında şeker mi şeker bi kızı var..
2 dükkan ötede muhasebe elemanı..
2 sene önce ayrılmış eşinden.. anlaşamamışlar..
araştırma tamam yani..iş tanışmaya kalmış..
aldıkları malzemeler fatura edilip bizzat kendisine veriliyor ki üç beş kelam edilsin..
ara yapılmaya çalışılıyor..
bizim çocuğun anlattığına göre de ilgi karşılıksız değil..
iyi güzel..
geçen akşam iş çıkışı yolda koşarken gördüm bizim deli aşığı..
- sen nerden geliyon oğlum..
- ya abla, kızına 23 nisan hediyesi almıştım da onu verdim..
- e ne diye verdin..
- bu oyuncağı gördüm, aldım.. verecek bir çocuk yoktu etrafımda, sizin kızınız geldi aklıma..
- eee o dedi..
- şaşırdı, sonra teşekkür edip aldı..
hııııı.. gerekli tavsiyeleri ve uyarıları yapıp durağın yolu tuttum..
sabahtan beridir de başımın etini yiyor..
- abla ara.. soyadını öğren.. faceten arkadaşlık kurayım..
olmaz, yapamam derken kıramadım..
aradım kızcağızı..
- cari bilgilerinizi güncellicem.. isim ve soyadınızı alabilir miyim.. dedim..
- vereyim ama 1 ay sonra yokum.. dedi
- aa niye, hayırdır.. dedim..
- evleniyorum, istanbula yerleşicem.. dedi..
- .................
bişiy diyemedim.. kaldım zınk diye..
sonra usulca - hayırlı olsun.. dedim... kapattım telefonu..
üzüldüm, çok üzüldüm gerçekten..
çağırdım bizim aşığı.. anlattım içim acıyarak..
hiç bişiy demedi çocuk..
öyle hüznünü bana bırakıp gitti...
e benim çöp çatma hikayem de maalesef mutsuz sonla bitti..


25 Nisan 2012 Çarşamba

mesai..


sabah 6.30 ta telefon sesine uyandık.. aha anneme bişiy oldu diyerek uyandım.. geçen pazartesi anjiyo oldu annem.. dün sonuçlarını aldık.. kalpte 5mm genişleme varmış.. onu düşünerek uyuduğumdan olsa gerek rüyamda yemyeşil bir parkta piknik yapıyorduk annem, dila ve ben.. telefon da öyle apansız çalınca korkarak baktım ekrana.. hamza abi.. bizim bakıcının eşi, aynı zamanda da annemin kapı komşusu.. ben açmam dedim eşime.. açtı.. o konuşurken ben bir sürü şey düşündüm.. çok şükür korktuğum olmadı.. bakıcımızın tansiyonu yükselmiş, acile gidiyorlarmış. onu haber vermek için aramış..

kalktık hemen.. bugün bizim mesai iki kişilik dedim eşime :)) uyuyan prensesimizi uyandırdık, neşeyle kahvaltısını yaptı.. meğer ne güzelmiş güne onunla erkenden başlamak.. giyindik süslendik düştük yollara.. bi üst duraktan bindik minibüse.. dolu olmasın diye.. ama ne mümkün.. kapıya kadar istif olmuş yine insanlar.. e tabi çocuklu kadın olarak binince, o yer vermemek için cama yapışanlar nezaket gösterdiler sağolsunlar.. 3 kişi birden kalktı.. kendimi önemli biri gibi hissettim.. :))

işyerine yürürken dila bir dükkanın önüne asılmış top çuvalını görünce delirdi.. pop pop diye.. çekelerkene düşürdüm çocuğumu.. yerde bile pop sayıklıyo.. kapıdan girince bir ilgi bir ilgi.. oda etrafa gülücükler atarak hayranlarını selamlıyor sanki.. cadı.. :)) pek afilliydi anlayacağınız..
odaya çıkınca iyice bi çıldırdı.. bir sürü bilgisayar, kalem, kağıt, dolap.. allah rüya gibi.. nereye saldıracağını şaşırdı.. :)) çok komikti.. ben teyzesinden imdat beklerken o keyifle çikolatalı sütünü içip pepenin kırmızıyı aramasını seyrediyordu döner koltukta.. neyseki ablam hemen geldi almaya sabah şekerini.. bana güle güle yaptı ve gitti..
onun mesaisi bitti, benim ki ise yeni başladı ona olan özlemimle beraber..

not: resimlerin bugün olanlarla hiçbir ilgisi yoktur.. elimde bunlar vardı, idare edin artık :))


23 Nisan 2012 Pazartesi

ve yürümek...

ortak olmak..

her sevince..

her derde kedere...

ve yürümek ömür boyu


beraberce elele...

20 Nisan 2012 Cuma

iyi ki doğdum...


evveeet  işte o gün geldi çattı..
3ün yanına 1 i de kattım sonunda..
ama ben hala
"iyi ki doğdum, gördün mü 25 oldum.."
şarkısını mırıldanıyorum..
bu 31 yaşı red davası açıcam en kısa zamanda..
bana mı sordu ya değişirken..
ben 25imde olmak istiyorum daha uzun seneler..

15 Nisan 2012 Pazar

pazar temizliği..


ah anne ah.. balkon leş gibi olmuş.. sen içerde pazar sürprizini izliyorsun..


neyse hadi acıdım sana.. bi pazarın var zaten.. elime mi yapışcak.. ben yapıvereyim..


önce yerleri bi sileyim...


hıı şöyle.. mis gibi olsun..


bu kargaların anneleriyle de bir toplantı ayarlıcam he.. olmayacak böyle.. ya tuvalet eğitimi versinler çocuklarına yada bez bağlasınlar.. her tarafı batırmışlar gene..


 aman pek yoruldum ama değdi.. ellerime sağlık..

insanın bir kızının olması ne güzel :)))

13 Nisan 2012 Cuma

alkışş...



günlerden salı..saat 22.00.. diloş sütünü içerken uyudu... az biraz ateşi var.. diş perisi yine eziyet ediyor kuzuma..
mete, sonerle aylini ağlatan şarkısını söylüyor sessiz sessiz.. şarkı bitti, alkış kıyamet tabi...
uyuyan güzelim gülümseyerek kalktı yattığı yerden.. alkışlara eşlik etmeye başladı.. gözleri kapalı..
alkış bitti, yattı yerine.. uykuya kaldığı yerden devam..
ben o sıra dehşet dolu gözlerle allahın bana gönderdiği mucizeme bakıyorum.. bir de ağzımı kapıyorum attığım kahkahalardan korkmasın diye ..
:)) mutlu hafta sonları..

5 Nisan 2012 Perşembe

15 aylık kuzu...

kuzum 15 aylık koca bir kız oldu artık..
istekleri, yaramazlıkları, inatlaşmaları hiç bitmiyor..
sevgisi ve neşesi de..




dün bakıcımız yürüyüşe çıkarmış.. bir teyze yolda durdurup sevmiş karakızım diye.. dila da kollarını açmış kadının kucağına gitmek istiyormuş.. ismini sormasa tanıdık dicem diyo yengem.. :)) bu kadar da sıcak kanlı olunmaz ki..

masalın geldiği gün minübüsle eve dönüyoruz.. kucağımda ayakta duruyor cadı.. arkamda da 17-18 yaşında bir delikanlı.. dila onu kesip duruyormuş ben görmüyorum tabi.. sonra oturdu, baktım bişiyle oynuyor.. meğersem çocuğun telefonunu almış.. zevkle tuşlarına basıyor.. tam simitçi anlayacağınız..

evde tam bir fırıldak.. bi orda bi burda.. dün aradım, dila napıyor dedim.. yanımdaydı şimdi yok oldu dedi yengem.. gidip baktı peşinden.. bizim odaya girmiş, kapıyı da kapatmış görünmesin diye :)) dolaptaki çamaşırları dağıtıyormuş.. :))

akşam süt dilimi yiyor.. baktım bitirmiş aldım kağıdını elinden.. feryat figan ağlıyor ama nasıl inanamazsınız.. mama da mama.. benden yüz bulamayınca büktü alt dudağını, babasına gitti.. o da "bitmiş kızım, yok" deyince arkasını dönüp yere oturdu.. bu sefer de meme diye ağıt yakmaya başladı... "ben bilmiyorum sen bul memeni" dedim.. kanepenin altlarına eğilerek memesini aradı.. bulamadı.. oyuncak kutusuna baktı..sonra gülücükler atarak aldı memesini ağzına.. hemen iki el kulakta geldi yanıma.. :)) masum masum kafasını dizime koydu.. ay bilmesem nasıl cadı olduğunu inancam valla..


fiziksel olarak büyüdüğünü kıyafetlerinden anlıyoruz sadece.. gittikçe küçülüyorlar.. boy 79 kilo 12.. artık kucakta taşırken baya bi zorluyor bizi..

kelime dağarcığımızda da öyle çok yenilikler yok.. "hoppa" yı yatarken, kalkarken, otururken söylüyor.. "bibi" diyor bebek resmi gördüğünde.. oyun oynamak istediğinde "hadi" deyip elimizi tutuyor.. ve tabi "pepe" diline pelesenk olmuş durumda..gerisi hep bebek dilinde mırıldandıkları..

bundan sonra ki süreç daha hızlı geçecek biliyorum.. o yüzden hala süren bebekliğinin tadını çıkarmaya çalışıyorum..

3 Nisan 2012 Salı

çocuk olmak

çocuk olmak....
 elinde bir çubukla etraftakiler ne der diye düşünmeden dakikalarca koşmak demek..
çocuk olmak..
ayakların yerden kesildiğinde düşme korkusu yaşamamak demek..
çocuk olmak..
yanında her daim seni güldürecek birilerinin olması demek..

çocuk olmak..
mutlu olmak demek..

hepiniz hep mutlu olun inşallah..
o küçücük yüreğinizdeki sıcaklık biz büyüklerinde kalbini ısıtsın..