24 Eylül 2013 Salı

günler öyle böyle geçiyor..




köydü, tatildi, düğündü, hastalıktı derken koca yazı devirdik.. sonbaharı bile ortaladık.. günler geçiyor, diloş yaş alıyor, biz yaşlanıyoruz..

en son hastalığıyla ilgili yazmıştım.. tahlillerde pek bişiy çıkmadı.. doktor BRONCHOVAXOM diye eylül ekim ve kasım aylarının ilk 10 günü kullanmamız için bir hap verdi.. koruyucu niteliğinde bir ilaçmış.. söylediklerinden çıkardığımız sonuç şu... boğaz iltihabı olduktan sonra tedavi aşamasında kullanılan antibiyotiklerin hiç bir faydası yok.. hasta olmamasına çalışacaksınız.. ıhlamur, zencefil ve sarımsak en iyi yardımcılarınız.. 3 gün 39un üzerine çıkmayan ateşte kesinlikle antibiyotiğe başvurmayacaksınız ki vucut kendi direnç oluştursun.. :) gelde anlat bunu benim gibi annelere.. anlayacağınız yine tedaviye yönelik elle tutulur birşey yok elimde.. kafam yine karışık.. 


bunun yanında iştah durumu berbat.. yemiyor, içmiyor.. sürekli bir çekişme halindeyiz.. super dadının ödül işi de bizimkine işlemiyor.. bakalım imuneks şuruba başladık gene.. hem koruyucu etkisinden hemde iştah açıcılığından yararlanmak için.. umarım faydalı olur..


oyun oynamak, etkinlik yapmak tam bir işkence oldu.. hiçbir şekilde tatmin olmuyor hanımefendi.. hamur oynayalım diyor, hazırlıyorum herşeyi.. en fazla 5 dk.. sonra hoop başka bi yere kayıyor aklı.. geçen köpük kediyi boyayalım dedi.. " ne renk boyayacaksın kızım.." " sarı yenge boyıyalım annecim" boyadık.. süslemek için 2 saat kurumasını bekledik.. sonra süslemek için aldık masaya " annem bak kedi sarı olmaz ki siyah olur" dedi.. haydeee siyaha boyadık..bu seferde kurumasını bekleyemedi.. her tarafı boya yaptık.. 



hep ama hep bir ağlama durumu.. geçen akşam terliklerini dolabına koymamak için tam yarım saat elinde, peşimde dolaştı " sen koy" diye. nasıl ağladı anlatamam.. pes ettim sonunda.. 

tuvalet konusunu halledeli epey oldu.. mayıs ayından beri söylüyor.. ama bu ara tutma huyu başgösterdi.. "kızım çişin var mı?" " hayır, yok" " dila nasıl yok kaç saat oldu, hadi yapalım.." " hayır yapmıcam, yok" öyle böyle oturuyoruz tuvalete..yapıyor.. " bak varmış annecim, gördün mü?" " hayır yok.." " ya dila nasıl yok, yaptın ya" " yokkkkkk... öhööööööö" şaha gibi..


bir de şikayet huyu başladı ki sormayın..
"anne nenem ( bakıcımız) yesim defteyimi veymedi" 
" niye vermedi kızım"
"bana kızdı nenem"
" neden kızdı"
"ben bişiy yapmadım ki, yesim çizelim dedi bana, kızdı"
" tamam anladım kızdı, neden ama"
" defteyimi atıyodum ben havaya, oda aldı kızdı"
:)
"anlaşıldı"
........

ananesinde teyzesi çişini yaptırdı, üstünü düzeltiyor..
" teyze annem benim oyun oynamıyor, nenem de oynamıyor"
" aaaa neden"
"oynamıyorlar işte, hep bana kızıyorlar.."
şaka gibi..
"kızım biz senle oynuyoruz ya her akşam, daha dün ev yaptık.."
" hayır oynamıyonuz işte.."

ne istiyor anlamıyorum ki..

anlayacağınız bizim evde yeni bir dünya savaşı koptu kopacak..
bakalım kazanan taraf kim olacak..





1 yorum: