27 Eylül 2012 Perşembe

kabus gibi..


çok kötü bir geceydi..
akşam eve gittim dila gayet neşeliydi.. yemek yedik.. dila kocaman bir deveci armutunu midesine indirdi.. araba yarışı yaptık..hep o kazandı... ayılarımızı giydirdik.. saat 22.00 gibi sütünü içti.. kitabını okuduk .. nazar duasını okudum her akşam yaptığım gibi..sonra uyudu..


biraz sohbet ettik eşimle.. kk da dün bebeğini kaybedenlerde bir hikaye okudum onu anlattım.. akşam yatırıyor kadın 4 aylık kuzusunu.. gece süt vermeye kalktığında eli ayağı buz.. bi bakıyor nefes almıyor.. apar topar hastaneye götürüyorlar.. ama melek olmuş.. durup dururken sebepsiz.. ağladım anlatırken.. eşimde kızdı bana okuma şöyle şeyleri diye..saat 23.00 gibi yattı oda.. bende trt de böyle bitmesini izliyorum.. 
dila ağladı birden.. gittim yanına.. memesini verdim.. baktım üşümüş.. üstünü örttüm tam çıkarken yine ağlamaya başladı.. bizimle yatmak istermisin dedim.. kafa salladı.. aldım odaya gittik.. hala ağlıyor ama nasıl ağlamak.. kıvranıyor çocuk.. dedim herhalde armut bağırsaklarını harakete geçirdi oda gaz yaptı şimdi.. bacaklarını karnına çekiyor çünkü.. ağla ağla içi dışına çıktı.. sonra titremeye başladı.. ama buz gibi heryeri.. ayakta duramıyor.. o kadar kötüydü ki.. gözleri falan kayıyor ağlarken.. ateşini ölçtük 35.4.. normal yani..zaten hiç sıcaklık yok.. ölüyorum sandım.. alt komşumu aradım.. yoklar.. sonra hemen eşimin arkadaşını çağırıp hastaneye gittik.. 
bir sürü hasta çocuk sırada.. allahım sen yardım et.. bu arada biraz sıcak oldu başı.. ölçtüler 38.8.. anlattım doktara böyle böyle diye.. ama dedim ateşi yoktu evden çıkarken.. ölçtük.. eli ayağı soğuksa ve titriyorsa en az 39.5 tur ateşi dedi.. hemen bir fitil attı doktor.. iki ölçekte dolven verdiler.. kan testi istedi ve idrar.. kan vermek zaten ayrı bir kabustu.. gerizekalılar yine çok yaktılar çocuğumun canını.. 10 dk. soğuk kompres yaptılar.. 20 dk bekledik.. ateşi 37.8 e indi..kan sonuçlarında enfeksiyon çıktı.. geniz akıntısı içinde sprey..iğne verdi hemde 500lük.. 10 tane.. 1ini hemen vurdular..saat 4e kadar hastaneydik.. eve geldik.. biraz daha iyiceydi.. uyudu hemen 

zaten.. ben hiç uyuyamadım.. çok kötüydü.. ağlayıp durdum ona birşey olacak diye çok korktum.. 
onu öyle bırakıp işe geldim.. istanbuldan gelecekler bilgisayarlar için.. gider gitmez kuzumun yanına gideceğim..

insanın çocuğuna bir şey olunca canından can gidiyor..
allahım bütün meleklerimizi korusun..

21 Eylül 2012 Cuma

hadi sen de yuvarlan kızım.. hayıyyyy

annemlerin evinin yakınında büyük bir park var.. yemyeşil..
dila ve çocuklarla oraya gittik geçen gün..
parkta bir güzel oynadılar...
kayaktan kaydılar..
salıncakta sallandılar..
salıncak sırası bekledik tabi..
4-5 yaşlarında bir kız yaklaşık 20 dk.sallandı durdu.. 
e biz de eve gideceğiz..
biraz da biz sallanalım mı teyzecim dedim.. 
çocuk ayağa kalkıp geri geri gitti..
sonra bir bıraktı kendini dilayı zor çektim.. 
çocuğun kafasına vuracaktı neredeyse..
napıyorsun sen. diye çıkıştım tabi..
hiç tınlamıyor.. salıncağı döndüre döndüre sallanıyor..
o an çocuk olmak istedim onunla doyasıya kavga etmek için :)
çok sinirlendim..
ecrin dilayı alıp kaydırağa götürdü.. 
biz de kenardan onlara bakıyoruz.. 
ama kıza gıcık oldum ya ben arada ona kayıyor gözüm..
başka bir kızı sallıyor..
sallarken salıncağın altından geçiyor..allah korusun ya..
bu arada anası da dantel örüyor bankta..
umrunda değil.. 
nasıl beceriyor bu kadar duyarsız olmayı..
 pes..

parkın yanında cocuklar için küçük bir tepe yapmışlar. 
en üste kadar çıkıp ordan bırakıyorlar kendilerini..
çok eğlenceli..
benim bile canım çekti koca kadın..


gel gör ki bizim kızın çime alerjisi var..
dokunamıyor..
kesinlikle elini sürmüyor..


oturttur kalkmak için bile abanmıyor yere.
ağlıyor ..
"annem kak kakk.."
diye yırtıyor ortalığı..

sonra da böyle tek tek temizliyor elinde ki çimleri..
çok titiz desem cık değil..
sokağın ortasına oturup taşlarla oynuyor çünkü..
kum havuzunda da çok eğleniyor..
ama konu çimler olunca..
hayıyyy..

hayırlı cumalar..
mutlu hafta sonları...
sevgiler..
saygılar..

19 Eylül 2012 Çarşamba

bir yerde bir hata var ama..

artık büyüdü, kitap okumaya başlamalıyım diye düşünüyordum kaç zamandır.. 4 gecedir de uyguluyorum.. ama bu eylem bizimkinin uykusunu getirceğine daha da açıyor..


önce yanına uzanıp okuyayım dedim.. ne mümkün.. resimlerle konuşmaktan beni dinlemiyor ki.. "efe" "anne" "baba" "hav hav" "töp" :) sürekli gördüğü nesnenin ismini söylüyor.. 
e o kadar kelimeli resimli kitap aldım ki çocuğa olacağı buydu...


dün akşam karşısına oturdum.. önce arkasını dönüp dinledi... bir süre sonra kapakta ki resimleri adlandırdı.. en sonunda "mermem" deyip aldı kitabı elimden kendi okudu :))


baktım olacak gibi değil kısa kestim bu süreci.. sanırım bi süre daha beklemem gerekiyor.. yada inatla devam mı etsem.. eninde sonunda alışacak değil mi?
ay bilemedim ne yapacağımı..
bir önerisi olan söylesin lütfen..
tecrübeli anneler nasıl alıştırdınız kuzularınızı..bir el verin bu acemi anneye..
bir yerde yanlış yapıyorum ama nerde..

17 Eylül 2012 Pazartesi

parçalı forma..

neredeyse 2 yaşında ki olan kızına babasının ilk aldığı hediye bebek olacak değildi ya :))


en güzelinden bir parçalı forma.. 

dila da bu hediyeye karşılık vermekte çok gecikmedi.. akşam 4 gole yaptığımız tezahüratta bize tüm içtenliğiyle eşlik etti.. 
bom bomm bom bomm..

13 Eylül 2012 Perşembe

mutluluk havuzu

geçen gün münevver' in burada ki resimlerinden özenip -daha doğrusu kıskanıp :) - diloşu oyun parkına götürdüm.. bir hevesle bıraktım kuzuyu zıplama platformuna.. bir iki zıpladı daha doğrusu zıplayamadı, sıkıldı, oflayarak çıktı oradan..oysa ki benim ne hayallerim vardı.. duru gibi kahkahalar atarak oradan oraya hoplayacaktı.. ı ı .. kursağımda bıraktı cadı hevesimi..


oradan çıkıpta karşı taraftaki top havuzunu görünce çıldırdı.. işte beklediğim sevinç gösterisi buydu..
- ayyyy annneeee poppp.. anneeee pop pop..
seke seke gitti top havuzuna.. nasıl mutluydu anlatamam..


topları tel örgülere fırlattı..renklerini söylemeye çalıştı.. 
ayağa kalkıp, düştü.. en çok bunu yaparken eğlendi.. :))
sonra bir fındık kurdu daha geldi yanına..
tabi benim yılışık kızım hemen dibinde bitti .. 
kız nasıl hanım hanım, hiç pas vermiyor..
ama benim simitçim sohbet ediyor kendi dilince kızla..
:)) 


top havuzuna ayaklama dalış..
bende yapmak için neler vermezdim :)


ve iş te dilanın en mutlu olduğu yer..
babasının omuzları..


hiç bir oyun, hiç bir oyuncak 
bu eğlencenin, bu sevincin yerini tutamaz herhalde..
 hoppaaaa... hopppaaaaaaa..

not: dilanın muhteşem tatlılıktaki tokalarından benim prensesimin de olsun diyorsanız deniz hanıma aşağıdaki facebook adresinden ulaşabilirsiniz.. 

12 Eylül 2012 Çarşamba

çaldı sazlar, oynadı kızlar..

cumartesi akşamı ablamın kızının nişanı vardı.. bir düğünde bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum inanın.. ohh vur patlasın, çal oynasın.. süperdi süper...


o kadar mutlu bir çiftti ki bütün o güzel enerjilerini bize de geçirdiler.. 


benim güzel prensesim saat 22.00 civarı uykusuna yenik düşüp bakıcısında aldı soluğu..herkes çocuk peşinde koşarken biz rahatça eğlendik.. yakın olmanın faydasını gördük..

düğün sonunda bu haldeydik.. sen saç kaldı ne makyaj :)) ne de ayakkabı.. 
çok çok eğlendik..
artık seneye yaza kaldığımız yerden devam..:))
allah tamamına erdirir inşallah..

6 Eylül 2012 Perşembe

tamı tamına 20 (yirmi)

tamı tamına 20 aylık oldu zeynep dila.. anaaaammm koca kız yaw..hatta bu ara ergen dila bile diyoruz kendisine.. neden mi? açıklayayım.. 

yaklaşık 10 gündür burnunun üzerinde sivilce eksik olmuyor küçük hanımın.. öyle isilik falan değil.. bildiğiniz ergenlik sivilcesi.. dün sabah görüşünde iyice canımı sıkınca direk doktorundan randevu aldım.. gittik hem rutin muayenimizi olduk - nasıl rutinse 6 aydır gittiğimiz yok- hemde sivilcelerimize teşhis ve derman diledik.. doktor beyin dediğine göre burunda bulunan ter bezleri sıcakta çok çalıştığı için tıkanma yapmış ve intihaplanmış.. antibiyotikli bir krem verdi sabah akşam süreceğiz.. 
sırtını dinlemek için kucağınıza alın dedi.. -gerek yok dedim.. -o düzgün durur.. şöyle bir baktı yüzüme.. dilayı otutturdum sedyeye.. sırtını açtım.. hiç sesini çıkartmadı :)) isterseniz öksürsün dedim.. güldü.. diloşum da güldü :)) doktorculuk oynaya oynaya bir stajer kadar pratik artık.. :))
boyuna, posuna da baktı hemşire hanım.. 
kilo: 12.700 boy:86cm
e dedim 3 ay önce de bu kilodaydı bu çocuk..hiç almamış..
doktor gülümsedi o zaman baya şişkoymuş demek ki.. şu an bile 2 yaş kilosuna sahip maşallah...
e o zaman benden de bir maşallah..
akşam yemeklerinde nasıl zorladığını anlattım.. inat ettiğini, yemediğini... hele ilk kaşığı almamakta nasıl direndiğini.. -hiiçç kasmayın kendinizi dedii.. gelişimi gayet iyi. nasılsa öyle devamm.. hadi gelde ana yüreğine anlat sen bunu..
tamam dedim geçtik bu konuyu.. 

peki dedim..bu çocuk hiç eğitici oyuncaklarla oynamıyor.. yap-boz parçasını takmak için bir hamle yapıyor.. baktı olmuyor .. çığlıkla fırlatıyor parçayı.. evireyim çevireyim yerine takayım yok.. hemen sıkılıveriyor.. en fazla 10 dk oynuyor, sonra hoop yaramazlığa.. 
ne oyunlar oynamayı seviyor diye sordu..
bende
kitaplara bakmayı çok seviyor.. resimlere bakarak bazen doğru bazende uyduruk olarak isimlerini söylüyor dedim..

kalem kağıt hastası.. alsın boyasın.. önceden düz karalıyordu, şimdi yuvarlayarak boyuyor..
arada da kalemleri mideye indiriyor..
müzik dinlemeyi çok seviyor.. ve oynamayı.. 
hatta kule yapması için aldığım kaplara vurarak beste bile yapıyor..
doktor dayamadı artık..
dila gayet sağlıklı bir çocuk, bi eksik arayıp üzmeyin kendinizi boşuna.. fiziksel gelişimi de beyinsel gelişimi de çok iyi.. hatta izlediğim kadarıyla - biz bu konuşmaları yaparken dile hemşirenin kafasını şişiriyordu dırdırıyla- dilsel gelişimi bile çok iyi diyerek daha sonra şikayette bulanacağım bütün eylemleri ağzıma tıkıverdi..
hadi maşallah maşallah diyerek gönderdi bizi odadan..

 
he birde resmi görünce aklıma geldi :)) tuvalet eğitimi için ne diyorsunuz dedim..
biz küçük bir klozet aparatı aldık.. bir kaç denedik ama yapmadı.. ama artık klozet görünce cisss diyor.. sadece dedim.. - bu arada geçen ablamdayız maç izlemede.. çocuklardan biri wc ye girdi.. dilayı kapının önünde durup cissss diye bağırırken yakaladım.. inşallah duymamıştır çocuk :))- 2 yaşından önce bu eğitime kesinlikle başlamıyoruz dedi.. henüz çok küçük.. 4 ay sonra.. peki dedim ne diyim..
ama biran önce öğrensin istiyorum kreşe gitmesi için..
hoş bakıcı mı kreş mi daha iyi ona da karar vermiş değilim henüz..
ay ne konuştum çan çan çan..
gidiyorum gidiyorum..
sevgiler..